Majör Depresif Bozukluk, günümüzde en sık karşılaşılan ruhsal sağlık sorunlarından biridir ve bireyin yaşam kalitesini derinden etkileyen ciddi bir durumdur. Bu rahatsızlık, derin üzüntülü veya bazen bunaltılı bir duygudurumla kendini gösterir. Duygusal belirtilerin yanı sıra, düşünce süreçlerinde, konuşmada, motor hareketlerde ve fizyolojik işlevlerde gözle görülür bir yavaşlama ve durgunlaşma söz konusudur. Kişi kendini değersiz, yetersiz, karamsar hissedebilir; hayatında eskiden keyif aldığı aktivitelere karşı tam bir isteksizlik ve hayattan keyif alamama (anhedoni) hali yaşar.
Yaygın fiziksel ve bilişsel belirtiler arasında sürekli bir enerji düşüklüğü, dikkat ve konsantrasyon güçlükleri, uyku bozuklukları ve iştah değişiklikleri yer alır. Bu durum, beyindeki kimyasal dengesizlikler, genetik yatkınlık ve travmatik yaşam olayları gibi faktörlerin etkileşimiyle ortaya çıkan karmaşık bir nöropsikiyatrik bozukluktur. Kişinin iş, okul, sosyal ilişkiler ve kişisel bakım gibi alanlardaki işlevselliğini ciddi şekilde bozarak, toplumsal ve mesleki yaşamında büyük zorluklara yol açabilir. Bazı vakalarda görülebilen ölüm düşünceleri veya intihar eğilimleri, rahatsızlığın yaşamı tehdit eden boyutlara ulaşabileceğini göstermektedir.
Majör Depresif Bozukluğun erken tanı ve tedavisi, kronikleşme riskini azaltır. Kişiye özel psikoterapi ve/veya ilaç tedavisi ile semptomlar yönetilebilir, yaşam kalitesi artırılabilir. Depresyon tedavi edilebilir bir hastalıktır ve profesyonel destekle iyileşme mümkündür.